Paslanmaz çelikçiler anti damping soruşturmasının sonuçlanmasını bekliyor
Türkiye’de yaklaşık 5 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşan paslanmaz sektörü, sektör üzerindeki anti damping soruşturmasının bir an önce sonuçlandırılmasını bekliyor. Bu soruşturmanın mutfak araç gereçlerinden beyaz eşyaya, araba parçalarından makina imalatına kadar çok fazla sektörü son derece olumsuz etkileyebileceğini ifade eden PASİD Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Küçükemre, istihdamda ve üretimde de ciddi kayıplara neden olabileceğini kaydetti. Son dönemde Ortadoğu pazarında hareketlilik yaşandığına işaret eden Küçükemre, Türk satıcı ve üreticilerin halihazırda Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu ülkelerine yaptıkları ihracatı artırmak için PASİD’in çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Türkiye'de paslanmaz çelik üretiminin stratejik olarak son derece önemli olduğunu hatırlatan Küçükemre “Üretim tesisi kurulduğunda 2 milyar dolarlık ithalatın Türkiye’de kalmasının yanında üretiminde paslanmazı kullanan sanayiler daha fazla ihracat yapabilecek. Türkiye'de entegre paslanmaz çelik yatırımı için tüm koşulların mevcut olduğunu düşünüyoruz. Bu yatırımın bir an önce başlaması ülkemiz için çok önemli.” dedi.
2024 yılındaki gelişmelerin değerlendirildiği ve 2025 yılına yönelik beklentilerin anlatıldığı basın toplantısında konuşan Paslanmaz Sanayici ve İş İnsanları Derneği (PASİD) Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Küçükemre, Türkiye’de yaklaşık 5 milyar dolarlık bir sektörde faaliyet gösteren 150'den fazla üyeyi temsil ettiklerini kaydetti. Paslanmaz çeliğin mutfak araç gereçlerinden beyaz eşyaya, tekne imalatından endüstriyel makina parçalarına, santral üretiminden araba parçalarına, havacılık ve uzay sanayisinden inşaat demirlerine kadar akla gelebilecek her alanda kullanıldığını ifade eden Küçükemre, Türkiye'nin dünyada paslanmaz çelik tüketimde en büyük dokuzuncu ülke olduğunu belirtti.
‘SEKTÖRDE KÂRLAR DÜŞTÜ, TEK BİR FİRMANIN ARTTI’
2023 yılındaki yüzde 20’ye yakın daralmadan sonra sektörün geçtiğimiz yıl yüzde 16'lık artışla normal seyrine dönmeye başladığını kaydeden Küçükemre, “Bir önceki yıl 607 bin ton ithalattan geçtiğimiz yıl 703 bine çıksak da hala 2021'deki 745 bin tona ulaşamadık. 2024 yılının ilk yarısında nispeten istikrarlı bir fiyat varken, yılın 2. yarısında tekrar düşen fiyatlar ilk yarıda elde ettiğimiz kârları eritti. Talebin normale dönmesine rağmen gerileyen fiyatlar yüzünden sektör 2024 yılını çok düşük kârlarla kapattık.” dedi.
Türkiye'de paslanmaz çelikte ergitme formunda üretim olmadığını, ihracatın ise hem hurda paslanmaz çelik hem de ham madde olarak yapıldığını belirten Küçükemre, “2023 yılındaki daralmayla düşen ihracat, 2024 yılının ilk yarısında AB tarafından bir üretici hariç tüm Türk firmaları için uygulamaya konulan yaklaşık yüzde 20 telafi edici vergiye rağmen, son 5 yıllık ortalamanın altında kaldı ve 121 bin ton olarak sınırlandı.” dedi.
SEKTÖR ANTİ DAMPİNG SORUŞTURMASININ SONUÇLANMASINI BEKLİYOR
Sektörün son dönemdeki en büyük problemlerinden birinin de uygulanan ek gümrük vergisi ile birlikte anti damping soruşturması olduğunu söyleyen Küçükemre, şöyle devam etti:
“Türkiye’de paslanmaz çelikte uygulanan gümrük vergisi yüzde 8'den ani bir kararla yüzde 12’ye çıkarıldı. Bu karar paslanmaz çelik kullanan her sektörü derinden etkiledi, fiyatların yükselmesine ve ihracatta rekabetçiliklerini kaybetmelerine neden oldu. Üstüne de paslanmaz çelik soğuk haddelenmiş yassı ürünler için anti damping soruşturması açıldı ve bu soruşturma devam ediyor. İş birliği yapmak isteyen Çin Halk Cumhuriyeti’nden ve Endonezya’dan firmalar, soruşturma dosyaları için talep edilen bilgileri Ticaret Bakanlığımızla paylaştı, soruşturma yerinde denetim aşamasına geçti. Bakanlığımızın çalışma performansına göre ağustos veya eylül ayında soruşturmanın sonuçlanmasını bekliyoruz.”
Küçükemre, bu soruşturmanın aleyhte sonuçlanması halinde mutfak araç gereçlerinden beyaz eşyaya, araba parçalarından makina imalatına kadar çok fazla sektörü son derece olumsuz etkileyebileceğini, fiyat artışlarının yanında istihdamda ve üretimde ciddi kayıplara neden olabileceğini ifade etti.
Paslanmaz çelik ihracatında Suriye'nin tüm sektör için önemli bir fırsat yaratabileceğine işaret eden Küçükemre, "Suriye kapısının açılmasıyla paslanmaz çelik ihracatı da başladı. Suriye pazarı, tüm paslanmaz çelik ürünlerinde ve ürünlerinde paslanmaz çelik kullanan tüm üreticiler için büyük bir fırsat. Pazara başka ülkeler girmeden çok yoğun bir pazarlama çalışmaları yapmalıyız. Şu anki talep daha çok tüketim malları üzerine olmasına rağmen, altyapı ve inşaat faaliyetlerinin başlamasıyla, sektörün en çok ihracat yaptığı ilk 5 ülke arasına girebilir.” ifadelerini kullandı.
Küçükemre, Türk satıcı ve üreticilerinin halihazırda, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu ülkelerine ihracat yaptığını belirterek; bunu artırmak için dernek olarak çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.
‘TÜRKİYE'DE ÜRETİM ÇOK ÖNEMLİ, BÜTÜN ŞARTLAR HAZIR’
Türkiye'de paslanmaz çelik üretiminin stratejik olarak son derece önemli olduğunu ve bunu daha önce de çeşitli platformlarda dile getirdiklerini anlatan Küçükemre, Türkiye'de 700 bin tona yakın iç talebin tamamının ithalatla karşılandığını ve yılda yaklaşık 2 milyar dolarlık ithalat yapıldığını ifade etti. Küçükemre, “Toplam tüketimde dünyadaki ilk 10 ülkeden biriyiz. Ayrıca AB başta olmak üzere, 2 milyon ton civarı ihracat potansiyeli olan pazarın ortasında konumlanıyoruz. Bugünkü koşullarda dahi gerçekleştirdiğimiz 120 bin ton üzeri ihracat aslında büyük bir başarı. Biz Türkiye'de entegre paslanmaz çelik yatırımı için tüm koşulların mevcut olduğunu düşünüyoruz. Üretim tesisi kurulduğunda 2 milyar dolarlık ithalatın Türkiye’de kalmasının yanında üretiminde paslanmazı kullanan sanayiler daha fazla ihracat yapabilecek. Bu yatırımın bir an önce başlaması ülkemiz için çok önemli Burada öncelikle, entegre paslanmaz çelik yatırımı yapabilecek kabiliyetleri olan firmaları, bu yatırımla ilgili daha fazla bilinçlendirmek gerekiyor. Örneğin bazı çelik üreticileri çok yüksek olan ilk yatırım maliyetini düşürecek altyapı ve makine altyapısına sahip. Yine bu yatırımı yapma potansiyeli en yüksek olan demir çelik endüstrisi, yatırımlarını kapasite artırmaya, enerji maliyetlerini düşürmeye ve yeşil çelik üretecek ek yatırımlara odaklandığı için paslanmaz yatırımıyla fazla ilgilenmiyor." diye konuştu.
Türkiye'de 200 bin ton üzerinde toplanan hurda paslanmazın yurt içinde değerlendirilemediği için ihraç edildiğini ifade eden Küçükemre, şöyle devam etti:
"Bu hurdanın yurt içinde değerlendirilmesi ile her sene en az 200 milyon dolarlık değer kaybı önlenir. Ayrıca dünyanın en büyük 3'üncü krom cevheri madenlerine sahibiz (krom paslanmazın ana alaşımlarından biridir) ve iki tane ferrokrom üreticisi faaliyet gösteriyor.
Paslanmaz çelik hurda temini için diğer yurt dışı kaynaklara çok kolay ulaşabilir konumdayız. Çelik üretiminde çok ciddi tecrübemiz var, gerekli insan kaynağı mevcut, enerji altyapısı ve yenilebilir enerji kaynakları yeterli, limanlarımız ve lojistik altyapısı gayet iyi durumda. Tüm koşullar uygun olmasına karşın maalesef şu ana kadar entegre paslanmaz çelik yatırımı ile ilgili ciddi bir adım atılmadı. Ama biz Türkiye için çok önemli olan bu yatırımdan umutluyuz ve gündemde tutmaya devam edeceğiz."
‘FİNANSAL DESTEK VE ÇÖZÜM BEKLİYORUZ’
Türkiye’nin mevcut ekonomik durumunda yüksek faizlerin üretimin ve büyümenin önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Küçükemre, “Faizlerin geldiği nokta üretim ve yatırım iştahını son derece olumsuz etkiliyor. Sanayiciler yatırım yapmak yerine beklemeyi tercih ediyor, bu da üretimde ve istihdamda kayıplara neden oluyor. Yatırım iştahının tekrar artması için sanayiciler olarak devletimizden finansal anlamda destek ve çözüm bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sanayi Türk. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.