Sektör, 2021 yılındaki rekor üretim seviyesini aşmayı hedefliyor
Ham çelik üretiminde 2021’de gerçekleşen 40.4 milyon tonluk rekor üretim ile dünya sıralamasında 7’nci olan Türkiye’nin, 2022’de Almanya’nın ardından 8’inci sıraya gerilediğini belirten Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TCÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, sektörün bu yıl ise 2021 seviyesinin üstüne çıkmayı hedeflediğini söyledi
Türk çelik sektörünün, sektör dışında gelişen şartlardan kaynaklanan son derece zor bir yılı geride bıraktığını ifade eden Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TCÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, 2021 yılında 40,4 milyon ton rekor üretim gerçekleştiren Türkiye’nin dünya sıralamasında 7’nci olduğunu belirterek, “2022 yılında ham çelik üretimi en çok azalan ülkelerden biri olarak, yüzde 12.9 azalış ve 35.1 milyon ton üretim ile ham çelik üretimi sıralamasında Almanya’nın ardından 8. sıraya geriledik.
2022 yılında nihai ürün tüketimi, imalat sanayindeki daralmanın etkisiyle yüzde 2.6 azalarak 32.5 milyon ton oldu. Özellikle yılın ikinci yarısında inşaat sektöründe gözlenen daralma, uzun ürün tüketiminin yüzde 6.8 daralmasına yol açarak toplam çelik ürünleri tüketimindeki azalışı büyük ölçüde etkiledi” şeklinde konuştu.
Ağırlıklı olarak imalat sanayinin kullandığı yassı ürün tüketiminin ise yüzde 2 oranında düşüş gösterdiğini ve toplam çelik ürünleri tüketimi içinde yüzde 30 olan ithal ürünlerin payının, yassı ürünlerde yüzde 49 gibi olağanüstü yüksek rakamlarda seyretmeye devam ettiğini anlatan Yayan sözlerini şöyle sürdürdü: “Çelik ürünleri ihracatında yaşanan yüzde 23.5 oranındaki daralmaya karşılık, ithalatın sadece yüzde 3.6 oranında gerilemesi, çelik dış ticaretindeki açığın büyümesi sonucunu doğurdu. 2021 yılında yüzde 115 seviyesinde olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2022 yılı itibarıyla 26 puan gerileyerek yüzde 89 seviyesine kadar düştü.
Yarı ürünlerin yüzde 97’sinin, toplam çelik ürünlerinin ise yüzde 65’inin Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilmesi, yerli tedarik sistemimizde tahribat oluşturmaya devam etti.”
2022 yılında kapasite kullanım oranı yüzde 50’ye geriledi
Enerji maliyetlerindeki artış, küresel çelik piyasasında gözlenen talep daralması, Rusya, Hindistan ve Çin gibi ülke üreticilerinin dampingli fiyatlar ile ülkemize yönelmeleri sonucu birçok çelik üreticisinin faaliyetlerini askıya almaları ile birlikte kapasite kullanım oranının 2022 yılının son aylarında, yüzde 50 seviyesine kadar düştüğünü söyleyen Veysel Yayan, 2021 yılında yüzde 74.8 seviyesinde olan kapasite kullanım oranının, 2022 yılında yüzde 63.7 seviyesine kadar gerilediğine dikkat çekti.
2022 yılında, Türk çelik üreticilerinin, kilovat başı elektriğe dünya ortalamasına göre 2 mislinin üzerinde fiyat ödemesinin ihracat pazarlarındaki rekabet gücünün olağanüstü ölçülerde azalmasına sebep olduğunu vurgulayan Veysel Yayan, “Özellikle yılın ikinci yarısında aylık bazda yüzde 50’ye yaklaşan daralmanın etkisiyle, Türkiye’nin toplam çelik ürünleri ihracatı, yüzde 23.5 azalışla 15.1 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Bu arada yüzde 3,6 gibi mütevazi bir oranda yaşanan azalış ile 14,8 milyon ton seviyesinde gerçekleşen ithalat ise ihracatın ithalatın karşılama oranının yüzde 115 seviyesinden yüzde 89 seviyesine kadar düşmesine sebep oldu” diye konuştu.
Türkiye’nin çelik ürünleri ihracatında Kuzey Afrika pazarı dışında bütün pazarlarda kan kaybı yaşadığına dikkat çeken Yayan sözlerini söyle devam ettirdi: “En büyük ihracat pazarımız olan AB’ye yönelik ihracat, Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanan resesyon sebebiyle yaşanan talep daralması sonucu yüzde 31 oranında azaldı.
Diğer taraftan, korunma önlemle rinin halen devam etmekte olması, ABD’ye olan ihracatımızın yüzde 39 oranında düşmesi sonucunu doğurdu. Ülkeler itibarıyla, Türkiye’nin en büyük çelik ürünleri ihraç pazarı 1.5 milyon tonluk ihracat ile İsrail olurken, İsrail’i 837 bin ton ile Romanya, 796 bin ton ile Yemen, 757 bin ton ile İtalya ve 706 bin ton ile Fas takip ediyor. Söz konusu 5 ülkenin toplam ihracatımız içerisindeki payı yüzde 30 seviyesinde. Ürün grubu açısından bakıldığında; 2022 yılında yüzde 20.3 azalışla 9.6 milyon ton seviyesinde ihracatı yapılan uzun ürünler, ihracattan en fazla pay alan ürün grubu olmaya devam etti. Uzun ürünleri, 4.8 milyon ton ile yassı ürünler, 765 bin ton ile yarı ürünler izledi.”
“40,4 milyon tonluk üretim seviyesinin aşılması hedefleniyor”
Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı belirsizlikler, enerji fiyatlarındaki olağanüstü ölçülerdeki artışlar ve 2022 yılındaki olumsuz koşulların ortadan kalkması ile mevcut kapasitelerin kullanılması, yeni kapasitelerin devreye girmesi, dampingli ve devlet destekli ürün ithalatının kontrol altına alınması ile birlikte, 2021 yılındaki 40,4 milyon tonluk rekor üretim seviyesinin aşılmasının beklendiğini ifade eden Yayan, “Türkiye’nin 2053’te net sıfır emisyona ulaşma hedefi esas alınarak hazırlanan ve 2035’e kadar atılacak adımları içeren Türkiye Ulusal Enerji Planı, 2023 yılının Ocak Ayı sonunda yayımlandı. Plan kapsamında yer alan yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam payının, yüzde 54.7’ye yükselmesi beklentisinin gerçekleştirilebilmesine katkı sağlamak için arsa tahsisi konusunda süratle reaksiyon gösterilmesine ihtiyaç duyuluyor.
Sınırda karbon vergisi uygulamasına yönelik,1 Ekim 2023 tarihinden 1 Ocak 2026’ya kadar üç ayda bir alınması gereken sertifikayı verecek akredite Türk şirketinin bulunmaması, süratle giderilmesi gereken bir eksiklik. Bu durumun Avrupa’ya ihracat yapmak için, Avrupa’dan belge almak mecburiyetinde kalacak şirketlerin rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyecek. Bu kapsamda Türk akredite şirketlerinin kurulması büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sanayi Türk. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.